GÜLCEMAAT DİYARINA HOŞGELDİNİZ
   
  Yeni islami Portaliniz
  KUDSİ HADİSLER
 

- "Merhametli olanlar (var ya..) Bunlara Rahman olan Allah merhamet eyler. Yerde olanlara merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet ederler."

Yani: "Her kim, başkalarına ve bütün mahlukata şefkat ve merhametle yaklaşırsa Yüce Rabbımızın Rahmetini kazanmış sayılır. Yavaş yavaş ondan gelen Rahmet esintileri önce ruhunu saracak; Sonra derece derece bütün dış yapısını kaplayacaktır. Ama Kur'ani hükümler onda kusursuz tatbik edilince bu olacaktır.

2- "Allah-u Teâlâ Hz. her yüzyılın başında bu dini ikame edecek birini bahşeder."

Yani: "Her yüz sene başında bir müceddid (yenileyici, düzeltici, devrimci) gelir. Esasta değil uygulamada çok gerekli ve önemli değişiklikler gerçekleştirir. Asrın icabına göre bazı teşkilat ve tedbirler geliştirir. Muannidlere (inatçılara) cevap verir. Açıklaması kendi zamanına kalan bazı meseleleri açıklar. Bu vazifeyi yapan aynı zamanda Kutup'tur (Gavs da denir). Allah-ul âlem."

3- "Salacağınız (ve halis niyetle ve Salih amelle tutunacağınız) bir ip, sizi mutlaka Allah'a ulaştırır."

Yani: Hakkı ve hayrı aramak ve bu maksatla bir hizmet yolunu tutmak bizden, hidayet buyurup doğruya ulaştırmak Rabbimizdendir.

  4- "Her kim Allah için olursa... Allah onun için olur."

Yani: "Bir kul benliğinden ve nefsani beklentilerden uzaklaşıp, mevlasına yönelirse varlığını ve başarılarını mevhum (kuruntu ürünü) nefsine izafe etmekten vazgeçerse, Hak Tealâ ona inayet ve ikramıyla tecelli edecek ve her işini rast getirip, dileklerini kabul edecektir.

5- "Yüceliğine yüce, mübarekliğine mübarek Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler ve buyurur: Yok mu tövbe eden?... Ki, onun tövbesini kabul edeyim. Hani duacı?... Ki, onun duasına icabet edeyim."

Yani: "Bu Hadis'e şu Ayeti kerime ile işaret edildi; "ŞU DA MUHAKKAK Kİ BEN, TEVBE EDEN, İNANAN VE YARARLI İŞ YAPAN, SONRA (BÖYLECE) DOĞRU YOLDA GİDEN KİMSEYİ BAĞIŞLARIM."[1] Bu manalardan Allah-u Teâlâ'ya kavuşmayı ANLA... ve bereket bul. Allah-ul âlem."

6- "O mü'min ki insanların arasına girer ve onların eziyetlerine sabreder; bu, insanlar arasına giremeyen  ve eziyetlerine göğüs germeyen (ve halka hizmet etmeyen ama tenhalarda ibadet ve riyazetle vakit geçiren) müminlerden daha hayırlı bir kimsedir...."

7- "Şayet Hakkı tam manası ile bilseydiniz; Su üzerinde yürürdünüz, dağlar sizinle kayardı..."

Yani: "Eğer ilim, ibadet, istikamet ve dine hizmetle Hak'kın varlığında fani olup, O'nunla beka bulsaydınız, elbette her şeye karşı bir tasarruf sahibi olurdunuz...

Hak namına ve O'nun rızasına; muradınız ve maksadınız yerine gelirdi.

8- "Hemen herkes dünyadan susuz çıkar, Ancak Bismillahirrahmanirrahim ‘Rahman, Rahim Allah adı ile' diyenler hariç."

 Yani: "Her noksan olan, olgunluğa yönelmek zorundadır. Ta ki O'nu bile. Şayet O'nu bilmiyorsa hakiki kemali bulamaz. Meğerki bütün esma ve sıfatlara tahakkuk etmiş ola. Ama hem Celal tarafındaki sıfatları ile hem de Cemal tarafındaki sıfatları ile. Bu ise her işini ancak Rahim ve Rahman olan Allah adına işlemek ve sadece O'nun rızasını istemekle olur.

9- "Eğer Ademoğlunun iki dere dolusu altını olsa üçüncüsünü arzular. Ademoğlunun boşluğunu ancak toprak doldurur."

Yani: Bu hadis hem dünyevi hem de manevi yönden geçerlidir. "Bir kalp için iki vadi olsa... İş bu iki vadi, ruhun ve nefsin vadileridir. Ve bunlar ledünni ilimlerin altını ile dolsa mutlaka üçüncü bir vadinin de dolmasını ister. Çünkü onun istidadı vardır: Özellikle İlahi feyz kabul etme bakımından böyledir. Burada bilhassa, Ademoğlunun gözünü dolduran şeyin toprak olarak anlatılmasından murad kulluk şuuruna ve teslimiyet huzuruna varan bir fena halini bulmaktır. Özellikle burada fani bir varlığın izzet bucundan zillet enginine düşmesine işaret vardır. Buraya kadar anlatılan manaları şu Ayeti Kerimenin özlü manasına bağlamak icab eder; "HARAM HELÂL DEMEDEN MİRASI YİYORSUNUZ, MALI AŞIRI BİÇİMDE SEVİYORSUNUZ"[2] Allah-ul âlem."

10- "Allah-u Teâlâ bir kulu severse, onu çeşitli denemelere tabi tutar."

"Yani belalara uğratır. Kul o musibetlere sabrettiği takdirde; Allah ona üstünlük bahşeder şeref ve izzet vererek sever. Şayet şükür yoluna girerse bu sefer onu Zatına seçer. Bu Hadis-i Şerifle anlatılması istenen mana şudur; Allah-u Teâlâ bir kulu severse, Onun alakasını fani şeylerden keser. Bundan sonra fenadan da fena haline geçirir. Daha sonra fena halini de kaldırır beka makamına erdirir. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: "ALLAH MÜMİNLERDEN, MALLARINI VE CANLARINI, KENDİLERİNE (VERİLECEK) CENNET KARŞILIĞINDA SATIN ALMIŞTIR."[3] Allah-ul âlem."

11- (Temiz bir) "Su hacmi iki kulleyi (büyük küpü) aşınca artık pislik taşımaz..."

Manevi İşareti: "Bir irfan sahibi, Zat'a has olan şahadet (tecelli hakikatini görme) makamına yerleşirse, gerek esma gerekse sıfatların müşahadesi ona perde olmaz. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: "YİNE ONLAR.... KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE SAVAN KİMSELERDİR"[4] Yani, yapılan iyilikle kir darlığını def ederler. Allah-ul âlem."

12- "Allah-u Teâlâ Adem'i kendi sureti üzerine yarattı."

Manevi İşareti: "Allah-u Teâlâ Adem'i, yani insan suretini zatına bir ayna kıldı. Sıfatlarına mazhar, fiillerine de tecelligah yaptı... Ta ki onda zuhura gele. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: "HATIRLA Kİ RABBİN MELEKLERE; BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE YARATACAĞIM, DEDİ...."[5] Azim olan Allah daima doğruyu anlatır, söyler. Allah-ul âlem."

13- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen şöyle anlatıyor; "İhlas, sırrımdan bir sırdır. Onu kullarımdan sevdiğimin kalbine bir vedia (emanet, sır, hikmet) olarak bıraktım..." 

14- Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdu; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘O kimse ki kazama rıza göstermez, nimetlerime de şükretmez, artık varsın benden başka bir Rabb arasın..."

Yani Allah'ın takdirine ve taksimine razı olmayan, O'nun şeriatına ve imtihan şartlarına isyana kalkışan, Mevlasını haşa, beğenmemiş ve boyun eğmemiş sayılır.

15- Resulullah (sav) Efendimiz Allah-u Teâlâ'dan naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ey ademoğlu hasta oldum, ziyaretime gelmedin.' Ademoğlu sordu; ‘Ya Rabbi sen alemlerin Rabbisin... Seni nasıl ziyaret edeyim?' Allah-u Teâlâ buyurdu; ‘Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu... Ama sen onu ziyaret etmedin. Eğer onu ziyaret etseydin Beni yanında bulacaktın'... Allah-u Teâlâ devamla buyurdu; ‘ Ey Ademoğlu, açtım, senden yemekle doyurulmamı istedim, ama sen Beni doyurmadın'. Ademoğlu sordu; ‘Ya Rabbi seni yemekle nasıl doyurayım? Sen alemlerin Rabbisin'. Allah-u Teâlâ anlattı; ‘Falan kulum senden yemek istedi. Ama ona yedirmedin. Bilemedin mi? Ona yedirseydin Beni yanında bulacaktın'. Allah-u Teâlâ devamla buyurdu; ‘Ey Ademoğlu, senden su istedim, ama vermedin'. Ademoğlu sordu; ‘Ya Rabbi sana nasıl su vereyim? Sen Alemlerin Rabbisin'. Allah-u Teâlâ anlattı; ‘Falan kulum senden su istedi, vermedin. Ona su verseydin Beni yanında bulacaktın... Bunu da mı anlayamadın?"

 Hak hakim olsun ülkemizde ve yer yüzünde Adalet Nizamı kurulsun diye çalışmak ta böyledir. Çünkü "kim cihat ederse, sadece kendi nefsine yarar için çabalamış olur. Şüphesiz Allah alemlerden müstağnidir."[6]

16- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "İsmi aziz ve celil olan Yüce Allah şöyle buyurdu; ‘Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim... Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem."

 Dünya hayatını aşırı sevip ölümden nefret etmek, çok tehlikelidir... (Cuma suresinde, Yahudilere hitaben: "Allah'ı ve ahireti sevseydiniz, ölümü temenni ederdiniz" mealindeki ayet dikkat çekicidir).

17- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ben, uğrumda kalpleri kırık olanların yanındayım..." 

Yani İslam ve Kur'an yolunda, mazlum ve mağdurların hatırına sıkıntı çeken ve sorumluluk yüklenenler Allah'ın inayetine yakındır.

18- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Kıyamet günü şu üç zümrenin hasmıyım; ‘Bir kimse ki; kendisine ihsan ettim, ama o zulmetti... Bir kimse ki; bir hür'ü sattı parasını da yedi... Bir kimse ki; işçi tuttu. Ondan istifade etti. Ama ücretini ödemedi."

 Evet, kendisine mal ve makam verilip de zulme sapanlar, fakir kimseleri ve zayıf ülkeleri sömürmeye kalkışanlar ve insan haklarına saygı duymayanlar Allah'ın düşmanıdır.

19- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; "Herkim benim veli kuluma düşman olursa Bana harp açmış olur."

Yani hakikat ve cihat erbabına ve Allah dostlarına hakaret edenlerin hasmı Allah'tır.

20- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ben kulumun zannına göreyim... O halde, Benim için hayır zannında bulunsun ve Ben Beni andığı zaman kulumun yanındayım."

Evet, bir kul Allah'ı nasıl tanırsa Allah ona öyle muamele eder ve Cenabı Hak, kendisini zikreden ve dini için gayret gösterenlerle beraberdir.

21- Resullullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Tam ihlasla; Allah'tan başka ilah yoktur, şahadetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim. Eğer Bana ibadet edenler olmasaydı Bana asi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim."

Demek ki gerçek iman ve ibadet ehli, ilahi belaların kalkanı, hayat ve huzurun sigortasıdır.

22- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ey Ademoğlu, seni kendim için yarattım. Eşyayı da senin için yarattım. O halde kendim için yarattığımı senin için yarattığımın ayarına düşürme."

Dünya nimetleri bizim için bir hizmet aracıdır. Onları amaç yerine koymak ahmaklıktır.

23- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Bir kimse Beni kendi kendine anarsa, Ben de onu zatımda anarım... Yine bir kimse beni bir cemaat içinde anarsa, Ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde anarım..." 

Yani Kur'anın hüküm ve hakkaniyetini, Allah'ın hikmet ve rahmetini anlatanı ve İslama sahip çıkanı Allah aziz kılacaktır.

24- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ey Ademoğlu senin için yaptığım taksime razı olursan kalbini ve bedenini rahata kavuştururum... Sevimli bir kul olmakla kısmetin sana gelir. Şayet senin için yaptığım taksime razı olmazsan dünyayı sana musallat ederim... Ve sen (kalbi) bir vahşet içinde, (huzurdan) yabanda tepinip durursun. Sonra izzetim ve Celalin hakkı için o dünyalıktan ancak kısmet ettiğime nail olursun... Sen de kötü bir kul olarak." (Dünya ve ahiret saadetinden mahrum kalırsın)

25- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ben bir gizli hazine idim, bilinmemi istedim. Halkı yarattım, nimetlerimi onlara sevdirdim. Böylece beni bildiler."

 Yani, dünya nimetleri ve yaratılış hikmetleri; Allah'ı bilmek, O'nu sevmek, O'na ibadet ve hizmet etmek içindir.

26- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Ben ne yere, ne de göklere sığmadım. Ancak Ben'i Mümin ve müttaki kulumun kalbi aldı..." 

27- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Beni bilen talep eder... Beni talep eden bulur... Beni bulan sever... Beni seveni (nefsi ve dünyevi cihetten) öldürürüm... Bir kimseyi öldürürsem diyeti Bana düşer... Bir kimsenin diyeti Bana düşünce onun diyeti bizzat Ben olurum."

Bu haber: "ölmeden önce ölünüz" hadisinin hakikatini beyan eder.

28- Resulullah (sav) Efendimiz Allah-u Teâlâ'dan naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Bana yaklaşanlar, kendilerine farz kıldığım ibadetlerin edasında olduğu kadar hiç bir şeyde yaklaşamazlar... Gerçekten bir kul Bana (ayrıca)nafilelerle de öylesine yaklaşır ki: Böylece Bana yaklaşanı severim. Sevince de onun kulağı olurum, eli olurum. Böyle ki oldum, artık Benimle işitir... Benimle görür... Benimle konuşur... Benimle tutar... Benimle yürür."

29- Resulullah (sav) Efendimiz Rabbinden naklen anlatıyor; "Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu; ‘Bir kimse Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım. Bir kimse Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bir kimse Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim."

30- Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurur; "Misafire ikram ediniz. (garipleri sahipleniniz) İsterse Kafir olsun."

31- Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurur; "Şam Yüce Allah'ın yer hazinelerinden bir hazinesidir. Seçkin kullarını orada saklar."

32- Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurur; "Allah'ın nehri geldiği zaman İsa'nın nehri batıl olur..."

Yani Muhammed Mehdinin medeniyeti, İsevilerin medeniyetine galip gelecektir. Allahu alem...

33- Bir gün Resulullah (sav) Efendimize şöyle soruldu; "Allah-u Teâlâ yeri ve semayı yaratmadan önce neredeydi? Resulullah (sav) Efendimiz bu soruyu şöyle cevaplandırdı: ‘Rabbimiz bir Amâ'da idi'..."

Buradaki "ama" körlük değil, bulut anlamındadır ki, kainat ve dünya bu şekli almadan önce bir gaz bulutu halinde idi. Belki de bu duruma işarettir. Doğrusunu Allah bilir.

34- "Mümin, Allah-u Teâlâ'nın nimetlerine bir misafirdir."  

35- "Dünya sevgisi, her hatanın başıdır."

36- "Sefere çıkınız; sıhhate erer, ganimet bulursunuz..."

37- "Ziyaretin hayırlısı, ziyaret edilenin yok olmasıdır..."

 Yani, ziyarete gidilen dost, evinde bulunmazsa, o ziyaretin sevabı daha çoktur. Bunu bir manası da, ziyaret etiğin kişiden gelecek her türlü ikram ve iltifatı unutup, sadece Rabbinin rızasını düşünmek, ziyaretini sadece Allah için yerine getirmektir.

38- "Kulun Rabbına en yakın olduğu anı secde anıdır."

39- "İşlerde şaşırırsanız (vefat etmiş Allah velilerinden ve ) kabirler ehlinden yardım isteyiniz."

40- "Bir kimse Allah-u Teâlâ katındaki kıymetini bilmek istiyorsa Yüce Allah'ın kendi yanındaki değerine baksın. Çünkü Allah-u Teâlâ kula vereceği dereceyi kulun kendi nefsinde onun için verdiği derece üzerinden tayin eder..."



[1] Ta-ha Suresi, Ayet 82

[2] Fecr Suresi, Ayet 19-20

[3] Tevbe Suresi, Ayet111

[4] Ra'd Suresi, Ayet 22

[5] Bakara Suresi, Ayet 30

[6] Ankebut: 6

 
  Bugün 26 ziyaretçi (206 klik) kişi burdaydı! gullerinefendisi1.tr.gg  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol