Adam Olmak !
Âdem ( adam ) olmak, bir iddiadır. Her iddia da bir ispat/bir bedel ister.
Âdem olmanın bedeli, Arapça yazılışında âdeta simge hâlinde gösterilmiştir.
Bu yazılışı mercek altına aldığımızda, bu hakikati daha yakından görürüz. Âdem bir elif ( ا ), bir dal ( د ) ve bir mim ( م ) harfinden oluşur. Birçoğumuzun bildiği gibi bu harfler, Âdem kelimesinde namazın simgesidirler.
Elif ( ا ); kıyamı, dal ( د ); rükûyu ve mim ( م ) de secdeyi imler. Bu basit yazılımın bize gösterdiği hakikat şudur: Ey âdemoğlu! Âdem olmak istiyorsan, kul olmak zorundasın. ALLAH’ın karşısında esas duruşa geçmek zorundasın.
Kıyam, rükû ve secde… İşte insan(âdem) olmanın anahtarları… ALLAH karşısında esas duruşa geçmek, eğilmek ve secdeye gitmek… İblis, bunları yapmadığı için şeytan oldu. Sureta insan olanlar da bunlardan kaçındığı için âdem olamıyorlar/olamayacaklar…
Âdem olduğunu söyleyen her kişi, önce esas duruşa geçecek, sonra eğilecek, sonra secdeye kapanacak ve insanlığa( er kişiliğe) adımını atacaktır. Burada eğilmek, alçalmanın değil, yücelmenin işaretidir. Bunlar da semboldür ve bunların da içinin hakkıyla doldurulması gerekir. Her kıyam, rükû ve secde ferdî hayatta doğruluk ve dürüstlüğe, güvene, şefkate, vicdana, merhamete, sevgiye vb.; cemiyet hayatında da dayanışmaya, yardımlaşmaya, kardeşliğe, adalete, özgürlüğe vb. değerlere karşılık gelmelidir.
İçi boş bir kıyam, bir rükû ve bir secdenin de bir anlamı ve karşılığı olmayacaktır. Âdem iddiası, hayat boyu ispat edilmesi gereken zor bir iddiadır. Hatta dünya hayatını âdemleşme veya âdemleşememe serüveni olarak da adlandırabiliriz. Kimi, iddiasını ispatlayacak, kimisi böyle bir iddianın farkına bile varamayacaktır.
Görünen o ki, birçoğu bu iddiayı kaybetmekle karşı karşıyadır. RABBİMizin birçok ayetinde de belirttiği gibi insanların birçoğu akıllarını kullanmamaktadır.
Âdem ( adam-insan ) olma meselesi, söylem planında kolay, eylem planında zor bir mesele olarak karşımızda hayatiyetini sürdürmeye devam ettirmektedir.