İnsan yaşadığı hayata göre hayvandan aşağı da olabilir,melekten üstün de.Yaratıcının koyduğu kurallara göre nefsini tezkiye eden insan kemale erer ve yaratılanların en şereflisi olur,nefsine göre yaşayan insan ise hayvandan da aşağıdır.
Hz. Ömer şöyle anlatır:
-Cahiliye devrinde yaptığımız şeylerden biri var ki aklıma geldiğinde kendimi tutamaz ağlarım. Biri de var ki aklıma geldiğinde kendimi tutamaz gülerim. Sorarlar:
-Ya Ömer! Bunlar nelerdir?
-Bizler cahiliye döneminde kız çocuklarını bir zul, eziklik, utanç sebebi sayardık. Bunun içinde onlardan kurtulmak için her yolu denerdik. Birinin kızı olduğu zaman o insanla alay edilirdi. Benim de bir kızım olmuştu. Belli bir yaşa kadar onu büyüttüm. Ama bir gün onu götürüp, bir çukur kazdım. Onu içine yatırdım ve üzerini toprakla kapattım. Diri diri gömdüğüm o masum yavrucakta benim elbisemdeki tozları minik elleriyle temizliyordu. Ben ise bu kadar babasına düşkün evladımı gömmeye devam ettim ve o masum yavruyu diri diri gömerek öldürdüm. İşte bu olay karşısında duygulanır ve ağlarım.
-Ya Ömer! Peki, güldüğün olay nedir?
Bizler yine cahiliye döneminde özellikle uzun yolculuğa çıkacağımız zaman ve sair zamanlarda kendimize helvadan putlar yapardık. Yolculuk boyunca, gün boyunca onlara tapınırdık. Bu arada o helvadan yaptığımız putlar kururdu. Bir o kadar da lezzetlenirdi. Bizler de acıktığımız zaman o taptığımız, ilah saydığımız putların kollarını, bacaklarını koparır, onları bir güzel yerdik. İşte bu olay aklıma geldiğinde de kendimi tutamaz gülerim.
Kendi kızını diri diri gömen Hz. Ömer, İslam sayesinde tarihin en büyük insanlarından biri olmuştu.İnsan ancak Yaratıcısına boyun eğdiğinde ve tüm benliğiyle O’na tabii olduğunda insan olabilmekte ve şerefli bir konuma yükselebilmektedir.O'ndan uzaklaştıkça ve nefsine tabi oldukça hayvandan da aşağı olmaktadır.
Bu yüzden Yunus Emre şöyle dua edermiş:
"Ya Rabbi, ben beni bıraktığım zaman, Sen beni bırakma ..."
|