Ruhun Çekilmesi
Sekerâtın son aşaması ruhun çekilmesidir. Bu olay, iyi olan kimseler için oldukça kolay, kötü olanlar için ise son derece zordur. Şöyle denilmiştir:
"İyilerin ruhu hamurdan kıl çekmek gibi, kötülerin ruhu ise diken ağacından tülbent çekmek gibi çekilir." Birinci olayda ruh yara ve bere almaz; ikinci olayda ise, delik deşik olmuş bir hâle gelir. Aldığı bu yara ve bereler kabir hayatı boyunca da ona azap çektirirler.
Allah Rasûlü’ne nisbet edilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "Ruhun çekilmesi, üç yüz kılıcın birlikte vurulması gibidir."
Hz. Ali (ra), cihadı teşvik ettiği bir konuşmasında şöyle demiştir: "Allah yolunda öldürülmezseniz, aynı ecel ile yatakta ölürsünüz. Allah'a yemin ederim, öldürülen kimse bir kılıç darbesi yerken, ölen kimse bin kılıç darbesini birlikte yemiş gibi acı çeker."
Şeddâd İbni Evs şöyle demiştir: "Ruhun çekilmesi testere ile biçilmekten ve bıçakla doğranmaktan daha fazla elem verir."
Ruhu çekilmekte olan bir adam, duyduğu ağrıyı şöyle ifade etmiştir: "Gökler üstüme çökmüştür; vücudum iğne deliğinden geçiyor."
Şöyle denilmiştir: "Ruhun çekilmesi diri bir hâlde kuşun yolunması ve koyunun yüzülmesi gibidir."
Kâ'b şöyle demiştir: "Ruhun çekilmesi olayında sanki her tarafı dikenli bir çubuk hastanın ağzından içine sokulur ve dikenli dallar onun damarlarına yayılırlar. Ondan sonra da kuvvetli bir adam bu çubuğu çekip çıkarır."
Ruhun çekilmesi sırasında ölüm meleği de görülür. Bu melek, ölenin inanç ve ameline göre ya munis veya müthiş bir suretle gelir. Hareketleri de suret ve şeklini tamamlar mahiyette ya merhametli ve yumuşak, ya da acımasız ve serttir. Rivayete göre İbrahim (as) ölüm meleğine:
"Bana kötü insanların ruhunu aldığın surette görün." demiş. Melek: "Sen bu sureti görmeye dayanamazsın." demiş. İbrahim (as) ısrar etmiş, bunun üzerine melek o surette görünmüş. İbrahim (as), bu korkunç sureti görünce düşüp bayılmış. Kendine gelince meleğe:
"Kötü insanlar için ceza olarak seni bu surette görmeleri yeterlidir." demiş ve bu sefer:
"Bana iyilerin ruhunu aldığın surette görün." demiş ve meleği bu son derece güzel surette görünce de :
"İyiler için mükâfat olarak seni bu surette görmeleri yeterlidir." demiştir.
Amel defterlerinin kapatıldığı son anda, ölenin amelini yazan iki melek de ona görünürler. Ölen iyi bir kimse ise, melekler ona, "Allah Teâlâ seni hayırla mükâfatlandırsın. Sen bizi sâlih ameller yazmakla meşgul ve mutlu ettin." derler. O kötü bir kimse ise, melekler ona, "Allah Teâlâ seni şerle cezalandırsın. Sen bizi kötü şeyler ve günahlar yazmakla meşgul ve mutsuz ettin." derler.
Ruh çekilirken ölüye ahiretteki yeri de gösterilir. Allah Rasûlü (sa) şunları söylemiştir:
"Biriniz, nimet veya azap göreceğini öğrenmedikçe ve cennet ya da cehennemdeki yerini seyretmedikçe ölmez." (İbnu Ebid-Dünya)
"Ölüm anında mü’min Allah Teâlâ’nın rızası ve rahmetiyle, kâfir ise O'nun gazap ve azabıyla müjdelenir." (Muttefekun aleyh)
"Ölüm hâlindeki mü’min, varacağı yer kendisine gösterilince, ölüp Allah Teâlâ'ya mülaki olmak ister. Kâfir ise, varacağı yer kendisine gösterilince, ölüp Allah Teâlâ'ya mülaki olmayı istemez." (Muttefekun aleyh)
"Mü’min ölünce, rahmet melekleri ipekli elbiseler, güzel kokular ve çiçeklerle onu karşılarlar. Onun bu ikramla karşılandığını gören İblis, saçını başını yolup ağlar ve yanındaki şeytanlara, 'Siz bu adamla uğraşmadınız mı?’ diye çıkışır. Şeytanlar, 'Biz çok uğraştık. Fakat onu etkileyemedik.’ derler." (Nesâî, İbnu Ebid-Dünya)