Hz. Âdem'den (a.s.) Peygamber Efendimize (a.s.m.) gelinceye kadar bütün
peygamberlerin tebliğ etmiş oldukları iman esasları birdir. Bu husus,
peygamberlerin tebliğ ettikleri bütün hak dinlerin ortak bir hususiyetidir.
Hiç bir peygamber iman esaslarını değiştirmediği gibi, ona her hangi bir
ilâve de yapmamıştır. Hz. Adem insanları nelere inanmaya çağırmışsa, son
peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam da ümmetini o esaslara iman
etmeye davet etmiştir.
İlâhî dinler arasında iman esasları hususunda hiçbir fark olmadığı gibi,
bilhassa temel ibadetler hususunda da fark bulunmamaktadır.
İşte dinin direği mesabesinde olan namaz da bütün peygamberlere ve onların
ümmetlerine farz kılınmış bir ibadettir. Fark, sadece vakitlerde ve rekât
sayısındadır. Bize ise, sevap bakımından elli vakte denk, beş vakit olarak
farz kılındı.
Namazın geçmiş ümmetlere de emredildiği hususu bizzat Kur'anı Kerîm'de ifade
edilmektedir. Meselâ, bir âyeti kerimede Hz. İbrahim'in devamlı namaz
kıldığı ve neslinin de namaza devam etmelerini istediği şöyle haber verilir:
"Yâ Rabbi, beni ve benim neslimden olanları namaz da devamlı kıl. Ey
Rabbimiz, duamı kabul buyur."1
Hz. Musa da namazla emrolunmuştu. Mâide Sûresinin 12. âyeti kerimesinde
İsrailoğullanndan namaz kılmaları hususunda kesin söz alındığı ifade edilir.
Hz. Şuayb da çok namaz kılardı. Hatta bu sebeple kendisine hakaret edilmek
istenmişti. Bu da Kur'anı Kerîm'de şöyle beyan buyurulur:
"Onlar dediler ki: 'Ey Şuayb, atalarımızın taptıklarını terk edip mallarımız
hakkında dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor?"2
Yine Kur'anı Kerîm'de Hz. Ishak ve Yakub'un, Hz. Zekeriya'nın, Hz. İsa'nın
namaz kıldıkları bildirilmektedir.
Diğer taraftan oruç ve zekât da sadece Peygamberimizin ümmetine mahsus
ibadetler değildir. Nitekim, Kur'anı Kerîm'de bu ibadetlerin diğer ümmetlere
de farz kılınmış olduğu bildirilmektedir. Meselâ, Bakara sûresinin 183.
âyetinde mealen şöyle buyurulur:
"Ey imân edenler! Oruç, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi, size
de farz kılındı. Tâ ki, günahtan sakınıp takvaya eresiniz."
Evet, namaz, oruç, zekât ve daha birçok ibadetler diğer peygamberlerin
şeriatlarında da vardı. Fakat zamanla Yahudi ve Hıristiyanlar bu ibadetleri
terk ettiler veya değiştirdiler.
O halde, "Cenâbı Hak namazı Yahudilere ve diğer ümmetlere de emretmiştir"
KAYNAKLAR:1. ibrahim Sûresi, 40; 2. Hûd Sûresi, 87;