Mihrab, müstakil bir ev, mescit veya mescit içinde müstakil bir oda diye tarif edilmiştir. Arabide, meclisin en kıymetli yerine ve ön tarafına da mihrab denir. Mihrab, harb kökünden gelir. Çünkü burada şeytanla harb yapılır. (Kadı Beydavi)
Hazret-i Meryem’in validesi Hanne ihtiyarlamıştı. Bir ağaç gölgesinde otururken, bir kuşun, yavrusuna bir şeyler yedirdiğini gördü, kendisinde de annelik hevesi uyandı. (Ya Rabbi, eğer bana bir çocuk ihsan edersen, nezrim olsun onu Beyt-ül-mukaddese hizmetçi olarak vereceğim) dedi.
Bu duası kabul olduktan sonra kocası İmran bin Masan vefat etti, daha sonra da Hazret-i Meryem’i doğurdu. Hanne, Hazret-i Meryem’i bir hırkaya sararak Mescid-i Aksaya götürdü. Oradaki din âlimleri olan 29 zatın yanına bıraktı. (Bu bir adaktır, kabul ediniz) dedi. Herbiri, onu alıp himaye etmek istedi. Bu yüzden aralarında ihtilaf çıktı. Zekeriyya aleyhisselam, o zatların reisi ve Hazret-i Meryem’in teyzesinin kocası idi. Bu sebeple Hazret-i Meryem’i kendi alıp himaye etmek istedi. Diğer zatlar ise, (Meryem’e anası herkesten daha yakın iken, onu kendi yanında bırakmıyor, artık senin yanında bırakılması uygun olur mu? En iyisi kur’a çekelim kime çıkarsa, o alıp baksın) dediler. Irmağa gittiler, kalemlerini suya attılar.
Hangisinin kalemi sabit kalıp suyun yüzüne çıkarsa, Hazret-i Meryem’e o bakacaktı. Bunlardan yalnız Hazret-i Zekeriyya’nın kalemi su üzerine çıkıp kaldı. Hazret-i Meryem’i, Zekeriyya aleyhisselam alıp, teyzesinin yanına götürdü. Hazret-i Meryem, genç bir kız olunca, onun için Mescid-i Aksa’da merdivenle çıkılan, yüksek bir çardak yaptırdı. Bu çardağa mihrab deniyordu. Sonra Hazret-i Meryem’i buraya bıraktı, onun yiyecek ve içeceğini yalnız kendisi götürür, ona verirdi. Başkaları onun yanına giremezdi. Bu esnada, Hazret-i Meryem’e Allahü teâlâ, çeşit çeşit nimetler; yaz mevsiminde kış meyvesi, kış mevsiminde de yaz meyvesi ihsan etti. Hazret-i Zekeriyya, (Ya Meryem! Bu nimetler sana nereden geliyor) diye sual etti.
Hazret-i Meryem’in cevabı âyet-i kerimede şöyle bildirilmektedir:
(Rabbi Meryem’e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyya’yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mihraba her girişinde orada bir rızık bulur, "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" der; o da, "Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızık verir" dedi.) [Al-i İmran 37]
|